Tepkilerini sosyal medyadan dile getiren vatandaşlara göre, 2018 yılında BASKİ tarafından yapılan Narlı Atıksu Arıtma Tesisi ve Altınoluk Atıksu Arıtma Tesisi kapasite arttırma yatırımları dışında, Körfez'de bu sorunu çözmeye yönelik başka hiçbir somut adım atılmadı.

Kapalı havza niteliğindeki Edremit Körfezi’nde, yasaların ve bilimin işaret ettiği şekilde modern İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisleri yapılması gerektiği halde, bu alanda yıllardır herhangi bir girişim olmadı. Bunun yerine, yetkililer "arıtılmış veya arıtılmamış atıksuları derin deniz deşarjı" gibi bilim dışı yöntemlere yöneldiler. Marmara Denizi'nde müsilaj sorunuyla karşılaşılmasının ardından, bu uygulamalardan vazgeçmek zorunda kaldılar.

Halkın tepkisi sadece arıtma tesisleriyle sınırlı değil. Körfez’de binlerce yazlık konut ve tesis, atıksularını kanalizasyon hattına bağlayamıyor. Yerel yönetimlerin inşaat ruhsatı verirken söz verdikleri "kanalizasyon" hizmeti, hiçbir zaman yerine getirilmedi. Birçok yazlık sahibi, yetersiz arıtma tesisleri inşa ederek atıksularını Körfez’e deşarj ediyor. Diğerleri ise fosseptiklerde biriktirdikleri atıksuları vidanjörlerle arıtma tesislerine gönderiyorlar.

Dereler de ciddi bir kirlilik kaynağı haline gelmiş durumda. Edremit Çayı, denize kirlilik taşıyan bir kanal haline gelmiş durumda. DSİ’nin müteahhidi, iki yıldır Edremit Çayı'nda düzenleme ve istinat duvarı inşası ile uğraşıyor. Ancak, bu çalışmalar sırasında Yusuf Sinan Köprüsü yanında mevcut kanalizasyon ve havalandırma bacası yıkıldı ve tüm atıksular aylardır Edremit Çayı’na boşalıyor. Bu atıksular, denize kadar ulaşıyor ve bölge halkının sağlığını tehdit ediyor.

Halk, yetkililerin bu durumu fark etmemesine ve çözüm üretmemesine tepkili. Balıkesir’in Sağlık İl Müdürü, Çevre Şehircilik İl Müdürü, Büyükşehir Belediyesi ve BASKİ gibi yetkililerin, bu sorunlara neden çözüm üretmediği sorgulanıyor. Halk, en basit taleplerine bile yanıt alamadıklarını belirterek, gerekirse sokaklara çıkıp miting yapacaklarını ifade ediyor.

Edremit halkı, çevre felaketine karşı sesini duyurmak ve yaşam alanlarını korumak için mücadeleye devam edeceklerini vurguluyor.

İSTANBUL (UHA) - SEZGİN AKKOYUN